Friday, November 28, 2008
Wednesday, November 26, 2008
Happy-Go-Lucky
Amelie yi sevenler icin bir baska post modern polyana hikayesi geliyor. Simdiden odulleri toplamaya baslamis durumda. Amelie den farkli olarak İngiliz filmi. Trailer icin link
Posted by
lowrider
at
17:08
0
comments
Labels: Film
sikayetvar.com
Firmalarin kazigi atip arkanizdan gulmesine uyuz olanlara...link
Posted by
lowrider
at
16:52
0
comments
Tuesday, November 25, 2008
Championship Manager 01-02
Serinin en iyi oyunu icin 2008-2009 gayriresmi update'i çıkmıştır. Uykusuz geceler bizleri bekler. Link.
Dip not; Reklam tek kelimeyle harika... :))) Ama 4-3-1-2 derim baskada bisey demem :))
Posted by
lowrider
at
18:28
0
comments
Wednesday, November 19, 2008
Efes Pilsen Blues Festival
Türkiye’nin en uzun müzik festivali Efes Pilsen Blues Festival'in 19. suna katilmak icin Bilkent Oteldyedik haftasonu. Ilk önce watermelon slim cikti, legendery imis kendileri ama gercekten pek tat vermedi. ardindan cikan Sharrie Williams ve grubu ise müthisti. sahrrie Türkiye'yi filistin saniyor gibi bir imaj olustu sordugu sorulardan ama grup gercekten cok cok iyiydi. Gitarist zaten kendini cok one atti hakli olarak. Bateri ve bas gitarda gercekten cok iyiydi. sirf bu grup icin bilet alinir. Hemen ardindan ise John Lee Hooker JR. cikti ki ne yazik ki Sharrie Williams tan sonra cok sonuk kaldilar. Zaten adam isimden kaybediyor. Babasinin mirasinda yürüyor. Ancak adamin gogusleriyle tempo tutmasi hos bir enstantaneydi.
Asagiya gruplar hakkinda bilgiyi de copy paste ledim ilgilenenler icin.
FESTİVALDE BU YIL...
John Lee Hooker Jr.
Blues onun geninde var!
Efsanevi John Lee Hooker’ın oğlu olan Detroit doğumlu John Lee Hooker Jr. 8 yaşında Detroit’in WJBK radyosunda çalmaya başladığı ilk günden itibaren babasının yolunda yürüyerek büyük bir sanatçı olmaya karar verdi. Babasıyla birlikte çıktığı turnelerde henüz 16 yaşındayken Jimmy Reed gibi ünlü müzisyenlerle sahne aldı ve 1972 yılında 18 yaşındayken babasıyla “Live at Soledad Prison” albümünde şarkı söyledi. Uzun yıllar bağımlılıktan kurtulmaya çalışan sanatçı “kefaret kutlaması” olarak nitelendirdiği ilk albümü “Blues With a Vengeance”la blues dünyasına hızlı bir giriş yaptı. Nisan 2004’te çıkan bu albüm “En İyi Geleneksel Blues Albümü” dalında Grammy ödülüne aday olarak gösterildi ve W.C. Handy tarafından “En İyi Yeni Artist” ödülüne aday oldu. Albüm; California Music Awards tarafından “Yılın En Göze Çarpan Albümü” ödülüne, Bay Area Blues Society tarafından verilen “Yılın En İyi Çıkış Yapan Sanatçısı” ödülüne layık görüldü. Jr. Hooker yakın zaman önce yayınladığı üçüncü albümü “All Odds Against Me”yle blues’u yine 21. yüzyıla başarılı bir şekilde taşımaya devam ediyor. 12 şarkının yer aldığı Jr. Hooker’ın kendi firması olan Steppin Stone Records’tan yayınlanan albümde Hooker ilk defa orijinal ve değişik şarkılara yer vererek diğer çalışmalarından farklılaşıyor. Yeni albümünün tanıtımı dahilinde ülkemizi ziyaret edecek sanatçıya turnede bateride Mike Rogers, keyboardda Brian James Vollriede, basta George Lacson ve gitarda Jeffrey James Horan eşlik ediyor.
Sharrie Williams
Blues’u derinlerde hisseden etkileyici bir ses!
Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Sharrie Williams doğumundan itibaren blues’la iç içe oldu. Sanatçının teyzesi ve büyükannesi caz şarkıcıları olmakla beraber, babası 50/60’lı yıllarda caz/gospel şarkıcısı ve annesi de gospel şarkıcısıydı. Williams, evlerinin şarkı söyleyenen, içilen, dans edilen, blues çalınan insanlarlar dolu olduğu bir ortamda büyüdü. 1997 yılında The Wiseguys ile birlikte çalışmaya başlayan Williams, Chicago’nun ünlü Blues kulüpleri olan Kingston Mines ve Buddy’s Legends’da sürekli olarak sahne almaya başladı. Hemen bir yıl sonra Avrupa’da sahne almaya başlayan Sharrie Williams ve The Wiseguys son olarak 2004 yılında Hollanda, Fransa, İtalya, İspanya, İsveç, İsviçre, İngiltere, Kanada ve Afrika’yı kapsayan bir turneye çıktı. Nisan 2004’te Williams Alman Crosscut Records’dan “Hard Drivin’ Woman” adlı albümünü yayınladı ve sanatçının etkileyici performansı Amerikadaki önemli festivallerde sahne almasını sağladı. Amerika’nın önemli festivallerinden olan Chicago Blues Festival ve the Pocono Blues Festival’de sahne alan sanatçının bu performanslarından sonra albüm satışları rekor kırdı ve blues tarihine adını yazdırdı.
Müzik hayatı boyunca Larry McCray ve Ron Prince ile çalışan Williams; Koko Taylor, Etta James, Patti Labelle, Areatha Franklin ve Billie Holiday gibi efsane isimlerden etkilendi. Eşsiz Gospel stilini güçlü vokallerden ve aranjmanlardan oluşturan sanatçı özellikle “Hard Drivin’ Woman”, “Travellin”, “Blues Lover” şarkılarıyla gönülleri fethetti. Son olarak 2007 Ocak ayında Kanadalı Blues record label Electo-Fi’dan yeni albümünü çıkaran ve eleştirmenlerden çok iyi yorumlar alan Sharrie Williams, ardından grubuyla birlikte yeni bir Avrupa ve Amerika turnesine çıktı.
Şimdi yeteneği ve müziğe olan tutkusuyla dinleyenleri kolayca etkilemeyi başaran Sharrie Williams Efes Pilsen Blues Festival 19 kapsamında Türkiye’ye müziğini taşıyor. Bu maceradaki yerinizi mutlaka alın!
Watermelon Slim
Hayatın içinden parıldayan bir yıldız!
Boston’da ilerici bir avukat ve eski bir özgürlük yanlısı babanın çocuğu olarak dünyaya gelen ve asıl adı Bill Homans olan Slim, Kuzey Carolina’da bakıcısının söylediği John Lee Hooker ve diğer blues sanatçılarının şarkılarını dinleyerek büyüdü. Middlebury üniversitesi’ni Vietnam’da gönüllü askerlik yapmak için bırakan sanatçı, Vietnam’dan savaş karşıtı bir eylemci olarak döndü. Döndükten sonra ilk defa sahneye kıdemli bir asker olarak çıkan Slim sonradan Country Joe McDonald tarafından seslendirilecek protesto çınlaması “Merry Airbrakes”le çıkış yaptı. Sonraki 30 yıl boyunca müzikle birlikte kamyon şoförlüğünden karpuz yetiştiriciliğine birçok iş yapan ve Watermelon Slim adını da bu nedenle alan sanatçı, aynı zamanda tarih ve gazetecilik diploması aldı. Henry “Sunflower” Vestine ile ev arkadaşı ve müzik partnerleri oldukları sırada master’ını yaptı ve Mensa grubunun bir üyesi oldu. 2006 yılında çıkardığı albümle 2007 Blues Müzik Ödülleri’nde “En İyi Sanatçı”, “En İyi Albüm”, “En İyi Grup”, “En İyi fiarkı” ve “En İyi Organizatör” dallarında aday gösterilerek daha önce sadece B.B. King, Buddy Guy ve Robert Crazy’nin ulaştığı bir başarı elde eden Slim, Mojo Magazine tarafından Top Blues listesinde 1 numaraya oturtuldu. Ayrıca; Independent Müzik Ödülleri tarafından Yılın Blues Albümü ödülünü aldı, Living Blues radyosu listelerinde hit oldu, Blues Kritik Ödülleri tarafından 2006’nın En İyi Albümü ödülünü aldı. 2006 yılında yayınladığı “The Wheelman” albümüyle de birçok başarı elde eden sanatçı 5 yıla başarılı dört albüm sığdırdı.
Posted by
lowrider
at
10:09
0
comments
Friday, November 14, 2008
Olasiliksiz & Empati
Adam Fawer in cok meshur olmus kitabi Olasiliksiz ve ardindan cikardigi Empati kitaplarini arka arkaya okudum. Öncelikle belirtmem gerekir ki film yapilsa cok heyecanli olabilecek hikayeler. Ancak edebi yönden cok büyük beklentiler altina girmemenizi tavsiye ederim. Dan Brown veya Grange’in eserlerinin gerilimi az fakat daha sürükleyici versiyonlari. Bir Paul Auster kitabiyla karsilastirilamaz bile. Ama bu da bir sekilde neden bu kadar tuttuklarini da gösteriyor. Ortalama bir insani yakalayan bir sürükleyicilik var iki kitapta da. Ben Empati yi Olasiliksizdan daha cok begendim. Daha güzel bir konuydu benim icin. Ayrica kitapta hosuma giden bir diger konu ise ilk kitaptaki bir karaktere ikinci kitanibda da yer vermesi ki ilk kitabi okumamis olanlari kesinlikle etkilemeyecek bir durum. Sadece Olasiliksiz’i okuyanlarin yüzlerinde bir tebessüm olusmasina neden oluyor. Acikcasi devam eden karakterler benim hep hosuma gitmistir. Kitabi okumayanlar rahat olsunlar Olasiliksiz’i okumaniza gerek yok Empati’yi okumaniz icin. Her iki kitaptada bilim, ama empatide felsefe, varolusculuk gibi konular,n üzerine basilmis. Plajlara gidemedigim su gunlerde kafa dagitmak icin tavsiye edilebilecek bir kitap.
Posted by
lowrider
at
15:33
0
comments
Labels: Book
Bir insanlik ayibi vol 5
Üzmez protestosuna 'çivili sopalarla' saldırı
İstanbul Üniversitesi’nde bir grup çivili sopalarla Hüseyin Üzmez’in tahliye edilmesini protesto eden kadın öğrencilere saldırdıVakit Yazarı Hüseyin Üzmez’in tahliye edilmesine tepki için imza toplayan bir grup kadın öğrenci, çivili sopalar taşıyan öğrencilerin saldırısına uğradı.
Dün saat 13.00 sularında İ.Ü. İktisat Fakültesi koridoruna gelip ‘Dini bütün Hüseyin Üzmez, 14 yaşında bir kıza tecavüz etti’ yazılı afişlerin kaldırılmasını isteyen ‘Müslüman Gençlik’ grubu iddiaya göre ardından tekbir getirerek çivili sopalarla saldırdı. Üç öğrenci yaralandı. Üniversite güvenlik görevlileri yetersiz kalınca çağırılan polis, üç kişiyi gözaltına aldı.
Adli Tıp Kurumu da Üzmez’e tahliye getiren Adli Tıp Raporu’nu eleştiren elemanları hakkında soruşturma başlattı. 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarla suçlanan Üzmez’in “Çocuğun ruh ve beden sağlığı bozulmamıştır” diyen Adli Tıp Raporu’yla tahliyesi kamuoyunda gürültü koparınca Türk Tabipler Birliği, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Türk Pediatri Kurumu gibi birlik ve dernekler bir kurul oluşturarak ‘Üzmez raporu’nu incelemişti. “Tahliye getiren rapor tıbbi açıdan geçersiz, hukuken yok hükmünde” diyen kurul bunu 3 Kasım’da basın toplantısıyla açıkladı. Adli Tıp ise kuruldaki birliklerde görev alan ve bu toplantıya katılan Adli Tıp’çılar Lale Tırtıl ve Serhat Gürpınar hakkında idari soruşturma açtı, uzman Elif Kırteke’nin savunması istendi. (Radikal)link
Posted by
lowrider
at
15:23
0
comments
Labels: Politics
Adli Tıp: Ölüm nedeni işkence
ISTANBUL - Metris Cezaevi'nde gördüğü işkence sonucunda ölen Engin Çeber'le ilgili Adli Tıp raporu hazırlandı. Raporda, Çeber'in son dört günde gördüğü işkence sonucunda öldüğü kaydediliyor.
Halkın Hukuk Bürosu avukatı Taylan Tanay'ın verdiği bilgiye göre, Çeber'le ilgili dokuz sayfalık rapor dün dosyaya ulaştı. Raporda, Çeber'in işkence sonucunda öldüğü tespit edilirken, ölüme sebebiyet veren işkencenin de son dört günde gerçekleştiği vurgulandı. Bu da, Çeber'in cezaevinde B-2 koğuşunda kaldığı süreye denk geliyor.
Tanay, raporla ilgili bugün saat 13.00'te İstanbul Barosu'nda açıklama yapacaklarını, açıklamaya İstanbul Barosu, İstanbul Tabıp Odası ve Adli Tıp Uzmanları Derneği yetkililerin de birer temsilciyle katılacağını belirtti.(Radikal)
Posted by
lowrider
at
09:56
0
comments
Thursday, November 13, 2008
Nevermind
Yüzyilin en iyi albümlerinden "nevermind" daki cocugu bulmuslar ve 17 yil sonra tekrar resmini cekmisler. Tabii yillar icerisinde özgüven kaybi olmus biraz :))
Posted by
lowrider
at
17:31
0
comments
Labels: Music
Saturday Night Fever
Bu afislerin altina yorum yazmiyordum ama buna deginmeden gecemedim. Amcamin karizmasina bak yahu. Ayrica hala bu kadin gibi dans edenler olsa ne güzel olurdu bu dunya. Bizimkiler vardi eskiden de. Heyy gidi gunler...
Posted by
lowrider
at
17:15
0
comments
Labels: Afiş
Vincent Cassell
Cok severim Vincent kardesimi. Cok basarili bir oyuncu ve hemen hemen her turlu rolu oynamis bir Fransiz olmak yetmedigi gibi dünyanin en sansli adami olarakta adlandirabiliriz kendilerini. Zira Monica Bellucci ile evli kendisi. Daha iyi filmlerde gormek istiyoruz artik. Yan roller degil de direk hikayenin bas kahramani olarak. Cok iyi karakter oyuncusu olabilecegi inancimda ayrica cok yuksektir kendisi icin.
Posted by
lowrider
at
15:23
0
comments
Labels: Film
Wednesday, November 12, 2008
Mustafa
Mustafa filmini biliyorsunuz, filmden cok filme yapilan elestirilere kafayi taktim bu aralar. Deginmek istiyorum bu yazida.
Bildiginiz gibi pek cok kose yazari veya televizyona cikan "elestirmenler" filmi izlemediklerini fakat filmde Atatürk'ün cok kötü anlatildigini ve filme gitmememiz gerektigini belirtiyorlar. Oldu canim, tamam ben gerizekaliyim, sen benim yerime karar ver. Hatta bunu filme gitmeden yap. Birde bunun üzerine para al. Birde bunu yazanlari görseniz, bi bok sanirsiniz adamlari bundan once yazdiklari ve koyduklari tavirlardan dolayi. ama gel gör ki, beyin belli bir noktada infilak ediyor bu sahislarda. Sanirim sabah kalkiyorlar ve bugun ne hakkında sallasam diye düsünüyorlar. Hic yoksa buna emek veren bir adam var. O emegindende mi utanmiyorsunuz?
Filmi izlemeden yorum yapmak, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak zaten bir bize has özellikler.
Filmi sev sevme ayri, ama bu yazilanlar, ayrica her gün bana gelen sacma sapan forward mailler cok komik ve can sıkıcı. Adamin teki yazmis; sakin cocuklarinizi goturmeyin diye. Boyle bir yorum, boyle bir genelleme dünyada yok yahu. "Das Kapital" bile sagda solda satiliyor bizimkilerin dusuncesine bak. Hayir gorende filmi sanki sacma sapan biri yapmis sanir. Can Dündar bu ülkede temiz kalmis bir kac kalemden biri. Seversin sevmezsin ayri ama temizdir bu adam ve Ataturk hakkinda sayili arsive sahip insanlardan biri.
Dedigim gibi; filmi sinemasal olarak sevmezsin, begenmedim dersin, yetersiz dersin Amenna. Ama bu yapilmiyor bazi kesimlerden. Neymis; boyu kısaymis, cok raki iciyormus, yalnizmis, gece hayatina duskunmus, capkinmis. Bu mudur yani, bu kadar mi basitsiniz? Kim raki icmiyor aramizda, kim kendini zaman zaman yalniz hissetmedi, kim karsi cinse ilgi duymuyor, kacimiz 1.80 in üzerinde su ulkede? Bunlardan dolayi birisinin Atatürk'e sevgisi saygisi azaliyorsa zaten o insan gerizekalidir ve dikkate alinmamasi gerekir. Film bu film, ister izle ister izleme. Film dedigin de tabii ki subjektif olacaktir.
O kadar kirlenmis ve o kadar deger yargilarimizi kaybetmisiz ki bir tek Atatürk kalmis deger yargimiz olarak. Onu da tanrisallastiriyoruz. Sorgulayamadigimiz gibi anlayamiyoruz bile.
Hayir madem bu kadar begenmediniz, yapin daha iyisini, tutan mi var?
Iskenceye, coplanan ogrenciye, ezilen halka, sacma sapan zamlara, egitim sistemine vs ile ilgili mail atma, bu film hakkinda at.
Bir de su sigarayla savasanlar derneginin aciklamalari var ki, tam komedi. Bugune kadar hangi filme elestiri getirmisler, hangisi hakkinda dava acip, aciklama yapmislar.
Sinirim bozuldu yine...
Posted by
lowrider
at
15:18
0
comments
Tuesday, November 11, 2008
Bosanma pastasi
Maille geldi bu resimler. Hos, kimsenin bosanmasini istemeyiz ama paylasmadan da edemedim. Bilhassa gelinin damadin kellesini tasidigi resme cok güldüm...
Posted by
lowrider
at
10:25
0
comments
Monday, November 10, 2008
Yorgun Pazartesi
Cuma aksami yola cikis, pazar gecesi Ankara'ya dönüş. Kısaltilmis Istanbul özeti. Genisletecek olursak; dilli kasarli biftekli sandvic, bira bira bira, kahkaha, lock stock and 2 smoking barrels, bebek, mehtapta kahvalti, Dali yi gezis, asker özlemi, bol dedikodu, bol sohbet, anadolu sahil, ocakbasi, raki raki, kahkaha, et, et, et, et, fanile, bel altinda sınır yok, viski, sohbet, bi ara tabu, film, uzun kahvalti, cerkezkoy, sütlü nuriye, cay kahve, ye ic, tophane, balik ekmek, cay cay cay, nargile kokusu, mac, hüzün, yol, tek depo benzin, 3 bucuk saat yol, yat kalk, alarm, ptesi is...
Posted by
lowrider
at
15:38
0
comments
Labels: Life