Monday, March 31, 2008
Orta sekerli...
Kahve onemlidir. Ozellikle kahvekolikler icin hayatin onemli bir yapitasidir adeta. Moskova'da coffeemania diye bir yer var. Resimlerini ekte gorebilirsiniz. Duvarlarina dev olculerde cizgi romanlar yapilmis. Gercekten guzel bir yer. Ancak konu o degil; mekanin uluslararasi en iyi kahve odulleri var. Boyle bir odul de oldugunu boylece ogrenmis olduk.
Bu da odullerinin birkaci;
SCAE World Coffee in Good Spirits Championship 2006 Bern, Switzerland 1st place
European Latte Art Championship 2005, September Humburg, Germany 1st place
TimeOut Magazin Eating & Drinking Award 2006-2007 1st place
SCAE Russian Championship "Coffee in Good Spirits" 2007, October 1st place
Posted by
lowrider
at
08:58
0
comments
Labels: Russia
Friday, March 21, 2008
Is Hayati!
Ogrencilik yillarini ozluyor insan bazen. Is hayati sonu olmayan bir yaris gibi. Bir yere dogru kosuyoruz ama nereye kostugumuz belli degil. Suruklenip giden bir hayat. En cok ta kendiniz olmaktan cikmak insani zorluyor. Onu yapma soyle derler, bunu yapma boyle dusunurler...Ortaokul, cocukluktan ergenlige gecis donemi kadar guzel yillar varmidir? Kafa inanilmaz bos, yapilan seylerin mantigi yok. Tek hesap; notlar cok dusmesin, tenefuste gol atilsin, serviste iyi yer kapilsin gibi seyler. Nereden nereye...
Posted by
lowrider
at
07:17
0
comments
Labels: Life
Thursday, March 20, 2008
And The Countdown Begins
Evet, tatilime 50 gunden az kaldi. Planlar daha heyecan verici olmaya basladi. Guney sahilinin Mayis'ta sicak olacagina dair inancim tam.Fazla insan kalabaligi olmayacak olmasi da ayri bir avantaj. Sicak kumlardan denize paytak paytak kosacagim ani iple cekiyorum. Tatilin en guzel kismi kafanizin bos olmasi, isi gucu dusunmemeniz. Cildirmak noktasinda bir icin bundan daha guzel ne olabilir ki...
Posted by
lowrider
at
18:50
0
comments
Labels: Life
African Women...
Daha onceki postumda SAVASTIRILAN cocuklardan bahsetmistim. Bir diger dunya ayibi da yukarida. Hangi kiyafetin kendisine yakisacagini dusunen, atilan bir golle butun huznunu yok edebilen, gittigi yerlerde kendini gostermek isteyen insanlari dusunun, bir de yukarida ki realiteyi. Yillarca Afrika'yla ilgili resimlerde hastalikli, ac cocuklarin resimleri gosterilmisti. Madalyonun obur yuzu olarak kadinlarin cektiklerine de deginmek istedim.
Posted by
lowrider
at
18:37
0
comments
Friday, March 14, 2008
Wednesday, March 12, 2008
Yapmayin!!!
Dunyanin karanlik yuzu yukarida. Bu rezillige dur diyemedikten sonra ne insanliktan ne demokrasiden ne turbandan ne ekonomiden dem vurmanin bir anlami yok...
Posted by
lowrider
at
10:33
0
comments
Labels: Politics
68 kusagi...
68 kusagi oldukca farkli bir nesilmis. Ozgurluklerin dunyada belki de ilk defa bu kadar yuksek sesle soylenmesi ve gosterilmesi bu doneme denk gelir. Degisen dunyanin sinyalleri cok net bir sekilde verilmis, savasa karsitlik en belirleyici tetikleyici unsur olmustur. Tabii; Turkiye'de bu kadar rahat yasayamamistir bizim 68 kusagimiz. Daha sancili ve acili gecirmisler genclikten orta yasa gecislerini. Hersey ragmen son derece renkli olan bu kusaktakilerle yasamayi cok isterdim.
Posted by
lowrider
at
09:36
0
comments
Labels: Politics
Tuesday, March 11, 2008
Monday, March 10, 2008
Friday, March 7, 2008
Thursday, March 6, 2008
Miles Davis - Kind of blue
Cok derinlerde bir sarki, buyuk ustadan...
Posted by
lowrider
at
16:21
0
comments
Queen - Love of my life...
Bu da benim love of my life'i ma gelsin...
Posted by
lowrider
at
16:04
0
comments
Stanley Jordan - Stairway to Heaven
Cover'mi dedin? Buyur buradan yak...
Posted by
lowrider
at
16:03
0
comments
Steve Vai - for the love of god...
Ulu ve derin bir parca. Dinleyip kendi icinize donmeniz cok muhtemel...
Posted by
lowrider
at
15:58
0
comments
C.R.A.Z.Y.
Son donemde izledigim en iyi filmlerden biri, belki de en iyisi. Senaryo, kurgu, cekimler gercekten buyuleyici. Birkac donemi birden anlatan bir film. Kahramanimizin kucuklukten itibaren ailesi ve kendisi ile ilgili yasadiklari, kendini arayislari, muhtesem muzikleri ile gercekten cok etkileyici. Izlemeyen herkese siddetle onerilecek bir film. Filmi izledikten sonra vucutta alkol istegi oldukca olasi. Uzum zamandir iyi film izlememis bunyelere ilac gibi gelecek bir film.
Soundtrack'te filmle beraber edilinmeli diyerekten suraya da icerigini yazalim.
1. Patsy Cline - Back In Baby's Arms
2. Patsy Cline - I Fall To Pieces
3. Patsy Cline – Crazy
4. Charles Aznavour - Emmenez-Moi
5. Charles Aznavour - Hier Encore
6. The Stories - Brother Louie
7. Perez Prez Prado_King of Mambo - Mambo Jambo
8. Pink Floyd - Shine On You Crazy Diamond (Part One)
9. Pink Floyd - The Great Gig In The Sky
10. David Bowie - Space Oddity
11. The Rolling Stones - Sympathy For The Devil
12. Roy Buchanan - The Messiah Will Come Again
13. Jefferson Airplane - White rabbit
14. Thimmy Thomas - Why Can't We Live Together
15. Elvis Presley - Santa Claus Is Back In Town
16. The Cure - 10.15 Saturday Night
Posted by
lowrider
at
12:56
0
comments
Trainspotting-1
Filmi ilk izledigim de 14 yasinda Cenevre'deydim. Yeni yeni kavramaya basliyordum bazi seyleri. Ergenlik doneminin ilk kult filmidir benim icin. Sonrasi malum; herkes icin kult oldu. Amacini asan bir film oldu. Ne bir avuc Iskoc'un macerasini yazarken Irvine Welsh bu kadar kult bir eser cikacagini ve kendisini de adeta bir kult ikonuna donusecegini ne de Ewan McGregor bu filmel birlikte kariyerinde inanilmaz bir cikis yapacagini bilemezdi. 90'li yillarin gencleri icin bu kadar onemli bir yer kaplayan bu film hakkinda yazmamak olmazdi. Herkesin aklinda bir cok kare vardir fimle ilgili eminim. Aralarindan birkacini sectim.
Posted by
lowrider
at
12:08
0
comments
Labels: Film